Sağlık

Biruni Üniversitesi'nde antibiyotik direncine karşı devrim niteliğinde bir çalışma! Saygın dergiye kapak oldular

Biruni Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde yürütülen bir araştırmada, doğal su kaynaklarında yaşayan Acanthamoeba türü amiplerden elde edilen maddelerin, antibiyotik direnci gösteren bakterilere karşı etkili olduğu belirlendi.Biruni Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Şevval Maral Özcan Aykol tarafından İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nden Doç. Dr. Zuhal Zeybek'in de katkılarıyla gerçekleştirilen araştırma büyük bir devrim olabilir.

Abone Ol

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, araştırma, Biruni Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Şevval Maral Özcan Aykol tarafından İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nden Doç. Dr. Zuhal Zeybek'in de katkılarıyla gerçekleştirildi. Araştırma, hastanelerde sık rastlanan ölümcül enfeksiyonlara karşı yeni antibiyotiklerin geliştirilmesine ışık tutabilecek veriler sundu. Aykol, özgür yaşayan bir amip türü olan Acanthamoeba'nın ürettiği bazı metabolitlerin, antibiyotiklere dirençli bakterilere karşı etkili olduğunun gözlemlemlendiğe dikkati çekti.

MRSA BAKTERİSİNE KARŞI YÜZDE 100’E VARAN ANTİBAKTERİYEL ETKİ GÖZLEMLEDİ

Aykol, "Bu canlılar göl, akarsu, deniz gibi doğal ortamlarda ve yüzme havuzu, musluk suyu gibi yapay su kaynaklarında bulunuyor Yurtdışında daha önce sınırlı düzeyde yapılmış çalışmalardan yola çıktık ve bu konuda Türkiye'deki ilk araştırmayı yürüttük." ifadelerini kullandı. Çalışmalar kapsamında göl suyundan izole edilen çevresel Acanthamoeba türleri ve bir standart tür ile antibakteriyel testler gerçekleştirildiği bilgisine yer veren Aykol, bu testlerde Metisillin dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) bakterisine karşı yüzde 100'e varan antibakteriyel etki gözlemlendiğini kaydetti. Aykol, Biruni Üniversitesi Araştırma Merkezi'nde yürüttükleri araştırmada, antibiyotik direnci yüksek ve özellikle yoğun bakım hastalarında ölümcül enfeksiyonlara yol açan bazı bakteriler üzerine odaklandıklarını vurgulayarak, amiplerin ürettiği hücresiz sıvıların, bu bakterilerle laboratuvar ortamında karıştırılarak etki düzeylerinin ölçüldüğünü aktardı. Söz konusu ölçümlerden elde edilen sonuçlara göre amiplerin ürettiği hücresiz sıvıların, enterococcus faecalis bakterisi üzerinde yüzde 75,79 etkili olduğunun tespit edildiğine işaret eden Akyol, bu bakteriyi sırasıyla Klebsiella pneumoniae ve Salmonella'nın izlediğini kaydetti.

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ, 20250’YE KADAR ANTİBİYOTİK DİRENCİ NEDENİYLE MİLYONLARCA KİŞİNİN ÖLCEĞİNİ ÖNGÖRDÜ

Antibiyotik direncinin sağlık sisteminde ciddi bir tehdit oluşturduğuna değinen Aykol, Dünya Sağlık Örgütü'nün 2050'ye kadar bu nedenle milyonlarca kişinin yaşamını yitirebileceğini öngördüğünü hatırlattı. Aykol, "Bu nedenle doğal kaynaklı yeni antibakteriyel maddelerin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Gelecekte bu maddelerin saflaştırılarak insanlarda kullanılabilecek ilaçlara dönüştürülmesi mümkün. Ancak bunun için etkin bileşiklerin izolasyonu, toksikolojik analizler ve in vivo çalışmalar gibi uzun süreçlere ihtiyaç var." değerlendirmelerinde bulundu.

SÖZ KONUSU ARAŞTIRMA, JOURNAL OF BASIC MICROBIOLOGY DERGİSİNDE MART SAYISI KAPAĞI OLDU

Yeni antibakteriyel ajanlara olan artan ihtiyacın altını çizen Aykol, şunları kaydetti: "Bu çalışma da gelecekte geliştirilecek tedavi yöntemleri için umut verici. Bu ve benzeri çalışmalar, basit bir enfeksiyonun dahi ölümcül olabileceği bir dönemde yeni tedavi seçeneklerinin kapısını aralayabilir. Araştırmamız, dünya genelinde saygın bilimsel yayınlar arasında yer alan Journal of Basic Microbiology dergisinin mart sayısında da kapak görseli olarak seçildi."