Uşak’ın ender yetiştirdiği bilim insanlarından, dil bilimci, kâtip ve Kuvayı Milli Kahramanı Besim Atalay’ın Yunan işgali sırasında şehit ettikleri annesi ve kız kardeşinin mezarlarının bakımsız hali, yürekleri sızlatıyor.

Şekerevleri Mezarlığında bulunan ve Yunan İşgal kuvvetleri tarafından öldürülen anne ve kızın mezarlığı kaybolmuş vaziyette. Kendisi, Ankara’da 1. Meclis’te mebus olarak görev yaparken annesi ve evlenmemiş genç kız kardeşinin şehit olduğunu öğrenen Besim Atalay’ın yazdırdığı ve kırık dökük ayakta kalan kitabe dışında hiçbir taş bulunmayan mezarların ayak ucu ve baş ucu taşları da kaybolmuş vaziyette.

ŞEHİT ANNE VE KIZ MEZARLARINDA DA RAHAT YÜZÜ GÖRMEDİ.

Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu başkanı Doç. Dr. Murat Öntuğ ve yönetim kurulu üyeleri yapmış oldukları çalışmada, Besim Atalay’ın annesi ve kız kardeşinin mezar yerlerini araştırarak tespit etti. Dernek Başkanı Öntuğ ve yöneticileri, mezarların yerini araştırırken hüzün dolu bir öykü ile karşılaştı. Toprakları işgale uğrayan ve bu işgalciler tarafından şehit edilen anne kızın öyküsü de şöyle:

“1920'de Uşak, Yunan ordusu tarafından işgal edildiğinde, dil-bilimcimiz ve hatip Besim Bey (Besim Atalay), Ankara'daki o kahraman Birinci Meclis'in üyelerinden biri olarak görev yapmaktaydı.Uşak'ta yaşlı annesi ve henüz bekâr olan kızkardeşi kalmıştı. Ona "Oğlum sen görevinin başına git, biz başımızın çaresine bakarız; bizi merak etme" demişlerdi. Fakat 1920 Ağustosunda başlayan Yunan işgali tam iki yıl sürmüştü. Bu iki yıl boyunca aile bir birlerini göremedi.

1 Eylül 1922'de Türk ordusunun önünden kaçan Yunan ordusunun artçıları Uşak'ı yaktılar ve şehirde yaklaşık 300 kişiyi öldürdüler. Akşamüzeri Uşak'a giren Türk süvarileri, evlerini söndürmeye çalışmak yerine sevinç içinde kendilerine su vermek için koşturan Uşaklılara şaşkınlıkla baktılar.

 Yunan artçılarının tahriplerine engel olabilmek için onlara yetişme telâşı içindeki süvariler, atlarının dizginlerine yapışıp onlara su, ekmek, sigara ikramında bulunmak isteyen Uşaklılara kendilerini bırakmaları için yalvarmak zorunda kaldılar. Artçıların öldürdükleri Uşaklılar arasında Besim Atalay'ın annesi ve kız kardeşi de vardı. Kız kardeşi evi yakılan komşularına yardım için sokağa çıkmıştı ve bir Yunan askeri tarafından vuruldu. Kızının çığlığını duyup dışarıya fırlayan yaşlı anneciği de aynı akıbete uğradı. Genç kız hemen öldü, annesi birkaç gün yaşadı. Ordumuzun ardından hemen Uşak'a gelen Besim Bey'e annesi kızının mezarına gömülmek istediğini söyleyip hayata gözlerini yumdu.


MEZARLARI TAM 4 KEZ YER DEĞİŞTİRDİ

Anne kız önce İsmetpaşa caddesi üzerinde bulunan Buğdaylı mezarlığına defnedildi. Bu mezarlığın istimlak edilerek çarşıya dönüştürülmesiyle kemikleri Bozkırlı Mezarlığı'na taşındı. Ama çileleri bitmemişti. Bozkırlı Mezarlığının da istimlak kararı alınmıştı.Bunun üzerine şu anki ebedi İstirahatgâhı olan Şeker evleri Mezarlığına defnedildiler. İlk önce girişe yakın bir yere konulan ana kızın mezarı, burayı parayla satın alan hatırlı kişilere tahsis edilmesi ile şimdiki yerine tekrar taşındı.

Uşak Şeker evleri mezarlığında defnedildikleri yer son dönemde Uşak'lı terör şehitleri için yapılan şehitliğin tam yanı. Ortada duran duvarın bir yanında terör şehitler için düzenlenmiş güzel bir alan var,ama öbür yanında İstiklal Savaşında şehit düşmüş Besim Atalay'ın annesi-kız kardeşi naaşları mezar mezar taşınmış ve unutulmuş durumda.

Besim Atalay  gibi Uşağımızın yetiştirdiği en büyük isimlerden birinin annesi ve kız kardeşine reva görülen bu muamelenin tez zamanda farkına varılarak düzeltilmesini umut ediyoruz.

 Besim Atalay, ana-kızın mezar taşları için şu satırları yazıp, taşa oydurttu:

"Burasi mezar degil, bir kalp gibi atiyor

Anne-kiz iki şehit, kucaklasmis yatiyor."

Uşak’ın yetiştirdiği ender insanlardan birisi olan Dil Bilimci ve Kurutuluş Savaşı Kahramanı Besim Atalay’ın şehit annesi ve kız kardeşinin mezarlarının bu durumda olmasının kabul edilemez olduğunu belirten Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç.Dr. Murat Öntuğ, dernek olarak taleplerini şu şekilde sıraladı:

1- Anne-Kız şehidimizin kabirlerini  yeniden hak ettiği saygıya kavuşturmak için yan tarafındaki şehitliğe taşınmalı ve şehitlik hikayelerini anlatan bir şahide ile ziyaretçilerine aktarılmalıdır.

2- Besim Atalay'ın doğup büyüdüğü , annesi ve kız kardeşinin önünde şehit düştüğü İsmetpaşa caddesi üzerinde ki Yapı Kredi Hizmet binası olarak kullanılan evin ön cephesine  Besim Atalay ve şehit ailesi hakkında kalıcı bilgilendirme afişi konularak oradan gelip geçen vatandaşlar bu konuda bilgilendirilmelidir.

3-  Besim Atalay adına yaptırılan Uşak Besim ATalay ortaokulu "Kent Park" projesi kapsamında boşaltılmış ve yıkılmayı beklemektedir. Besim Atalay  isminin yeni yapılacak bir eğitim kurumunda yaşatılmalıdır.

            Besim Atalay  gibi Uşağımızın yetiştirdiği en büyük isimlerden birine, annesi ve kız kardeşine hak ettiği saygı ve iltifatın tez zamanda farkına varılarak düzeltilmesini istiyoruz.

BESİM ATALAY BU ŞEHİRDE KALMALI

Ahmet Besim Atalay Uşak ilinin yetiştirdiği en büyük isimlerden… Hayatı mücadeleyle geçen bu ulu şahsiyeti gelecek nesillere tanıtmak boynumuzun borcudur. Adına yaptırılmış Uşak  Besim ATALAY  Ortaokulu(şu anda bu bina boşaltılmış durumda ve yıkılmayı bekliyor),yazdığı kitaplar, idealleri uğruna ortaya koyduğu  efsanevi mücadelesi, yunan mezaliminde katledilen şehit annesinin ve kız kardeşinin  mezar mezar taşınan mezarları ile bu toprakların felahı için harcanan bir ömrün,idealleri için vatanı haricinde her şeyini feda etmiş ulu bir ismin,yani merhum Besim ATALAY’ın hakkettiği saygı ve hürmete mazhar olduğunu söylemek imkansız…

Besim ATALAY bu şehirde bıraktığı annesi-kız kardeşiyle ,çocukluk ve gençlik hatıralarıyla , bu vatana kattığı istiklal ve kültür hazineleriyle  bu şehirde kalmalı;bu şehrin gençleri üzerinde bir idol olarak tanıtılmalıdır.

BESİM ATALAY’IN AİLESİ

Ahmet Besim ATALAY 1882 yılında Uşak İstasyon caddesi üzerinde ki şu an Yapı Kredi Bankası olarak kullanılan binada doğar.

Babası “İnce Mehmet Çavuş” isminde bir demirci ustasıdır. Annesi Halime Hanım  ise ;  Sultan Mahmut devrinde Uşak’ta zorunlu iskana tabi tutulan Kaçar Yörük oymağı beyi Hacı Veli Bey’in torunudur.

Mesela bu bölgeye yerleştirilen cemaatlerden Dündarlı'ya tabi olup, Kütahya havalisinde kışlayan Kaçar cemaatini zikredebiliriz.Kaçar cemaati, Kütahya-Uşak'da boş ve harabe yerleri şen ve abadan etmek, ziraatle uğraşmak, bölgeyi eşkiyalar dan korumak şartlarıyla 1712 yılında yerleştirilmişlerdir.

MEB'US BESİM ATALAY BEY'İN YENİGÜN GAZETESİNE VERDİĞİ İZAHAT :

- Daire-i intihabiyenizi (seçim bölgenizi) nasıl buldunuz?

- "HARAP ve PERİŞAN buldum. UŞAK ve havalisi çok hırpalanmıştır. Öyle köyler var ki, barınmak için bir ev bile bırakılmamış! Köyün aklı eren adamları sürülmüş, malları götürülmüş, harmanları yakılmıştır. ORDU 'nun harekâtındaki SÜR'AT olmasaydı, bugünkü halkın hemen hepsi öldürülecekti!"

- "Uşak'ta 2.000 (kadar) ev, 1.000 (kadar) dükkân, 15 (kadar) cami yanmış, 1.000 kadar Türk öldürülmüştü. Bir kısmı yakılmış, bir kısmı kesilmiş, bir kısmı kurşunla öldürülmüştür."-

Valideniz (anneniz) ve hemşireniz (kız kardeşiniz) ne suretle şehit edilmişler?

- "Kurşunla şehit edilmişlerdir. Evin kapısını tahkim ile meşgûlken dışarıdan atılan kurşunlarla şehit düşmüşlerdir. Hemşirem derhal ölmüş, validem 12 saat kadar yaşamıştır. Validem etrafında ağlaşan torunlarına, 'Evlâtlarım, ağlamayın. İşte askerimiz giriyor! Elbette ki bizim gibi şehitler olacak ki, bu topraklar küffardan kurtulacak... İkimizi bir mezara koysunlar. Biz TANRI huzuruna birlikte çıkalım,' demiş."

- "Hemşirem, daha evvel bir komşu evini söndürmek için su taşırmış. Kendisine, 'Söndürme, seni öldürürüz,' diyen düşman askerlerine, 'Sizde gavur inadı varsa, bende de TÜRK inadı var! Bildiğiniz haltı yapınız,' demiş, ilk kurşunu orada almıştır."

- "UŞAK ve havalisinde mezalim yapanların çoğu yerli Rum ve Ermeniler'dir. Yunan askerleri en çok hırsızlığa ve soygunculuğa ehemmiyet veriyor. Ermeniler'le Rumlar yangın yapmağa, adam öldürmeye çalışıyorlardı."

Annemin Mezarında

Ey şehit validem aç mezarını,

Yaralı koynuna giresim geldi.

 

Aç annem, ağlatma zâr u zârını

Aç, solgun yüzünü göresim geldi.

 

Aç, annem sileyim akan kanları

Yaranı öperek sarasım geldi.

 

 

Aç, belki acıttı kara topraklar

Aç, yere kollarım seresim geldi.

 

Yıllarca ayrılık çekerek bugün

Kabrinde hatıra deresim geldi.

Uşak'ın eski valilerinden Kayhan Kavas, dedesiyle ilgili açıklamalar yaptı
Uşak'ın eski valilerinden Kayhan Kavas, dedesiyle ilgili açıklamalar yaptı
İçeriği Görüntüle

 

Açmadın, ey annem, küsdün mü bana

Suçuma kefâret veresim geldi.

 

Validem açmıyor, sen aç hemşirem

 

Benim de uçmağa eresim geldi.

 

Hoşça tut, ey mezar bu şehidleri

Hoşça tut, arayıp sorasım geldi

Besim ATALAY(Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi,31 Ağustos 1923)

                                                

SALİH KILINÇ (ÖZEL HABER)