Uşak'ta yaşayan 62 yaşındaki Tevfik Doğan, dedesi ve babasından sonra üçüncü kuşak olarak 45 yıldır trenlerin güvenli bir şekilde seferlerini tamamlayabilmesi için ter döküyor. Doğan'ın dedesi Mehmet Ulaş, 1943 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) bünyesinde makasçı olarak çalışmaya başladı. Makasları açıp kapayarak trenlere yol veren Ulaş'ın ardından damadı Yusuf Doğan da 1953 yılında ekmeğini tren yollarında çıkarmaya başladı.
DEDESİ VE BABASI GİBİ MAKASÇI OLARAK ÇALIŞMAYA BAŞLADI
Kayınpeder ve damadın hikayesi, kendilerinden sonraki nesilde de devam etti. Makasçı dede ve babaya sahip olan, çocukluğunu babasıyla birlikte tren istasyonlarında geçiren Tevfik Doğan da TCDD bünyesinde çalışmaya karar verdi. Doğan, ilk ve ortaokul eğitiminin ardından 1977 yılında girdiği sınavla Eskişehir Demiryolu Meslek Lisesi'ni kazandı, 1980 yılında okul ikincisi, yol bakım bölümü birincisi olarak mezun oldu. Okulda derece yapan öğrencilere tanınan istediği ili tercih etme hakkından yararlanan Doğan, aynı yıl Uşak'ta yol sürveyanı olarak göreve başladı.
UŞAK’TA BABASIYLA BERABER ÇALIŞMA İMKANI ELDE ETTİ
Dedesi ve babasının birlikte çalıştığı Uşak'ta bu kez babasıyla beraber çalışma imkanı elde eden Doğan, tren şefi olarak 1984 yılında emekliliğe ayrılan babasıyla 4 yıl mesai arkadaşlığı yaptı. Doğan, Banaz ilçesine 1992 yılında kısım şefi olarak atandı, burada 14 ay çalıştıktan sonra Uşak 35 Demiryolu Bakım Müdürlüğü'ne bakım şefi olarak görevlendirildi. İşini severek yapan Doğan, dedesi ve babasına dair birçok anıyı barındıran demir yollarının güvenliği için ekibiyle rayların bakımını yapıyor. Doğan, raylarda oluşabilecek aşınma, çökme ya da tren yolu güvenliğini tehlikeye sokacak durumların önüne geçmek için kendisine bağlı güzergahlarda büyük bir özveriyle çalışıyor, her gün gerekli kontrolleri gerçekleştiriyor.
ÖMRÜ DEMİR YOLLARINDA GEÇTİ VE BU İŞ RUHUNA İŞLEDİ
Tevfik Doğan, Anadolu Ajansı’ndan Mehmet Çalık’a yaptığı açıklamada, çocukluğunun babasıyla birlikte demir yollarında geçtiğini, trenin ruhuna işlediğini söyledi. Lise döneminde arkadaşlarıyla birlikte ders aralarında oturup trenlerini izlediklerini anlatan Doğan, "Dedem rahmetli ve babam rahmetli demir yollarında çalıştıktan sonra biz çocukluktan itibaren demir yollarının içinde büyümüş gibi olduk. Babam trende görev alacağı zaman ben çocukken onun yanında giderdim. Onunla birlikte trene binerdim. Bazen beni götürürdü." dedi. Doğan, babasına özenerek demir yollarında çalışmaya karar verdiğini aktararak, aynı iş yerinde babayla çalışmanın güzel tarafı olduğu gibi zorluklarının da olduğunu ifade etti. Yanlış yapıp mahcup olmaktan çekindiğini dile getiren Doğan, "Yanlış bir şey yaparsam acaba babam etkilenir mi, amirlerinden babama 'Senin oğlan şöyle bir hata yapmış' gibi sözler gider mi? diye tereddütler yaşadım. Bu düşünceyle kendimi göreve daha çok vermek ve titiz davranmak zorunda hissettim." ifadelerini kullandı.
GECE VE HAFTASONU DA OLSA TREN SESİNİ DUYDUĞU AN BALKONA ÇIKIYOR
Yaptıkları işin trenlerin güvenli bir şekilde ilerleyebilmesi için çok önemli olduğunu kaydeden Doğan, "Evim demir yolunun yakınında. Gece de hafta sonu da olsa tren sesini duyduğumda, ben hemen treni göreceğim diye balkona çıkıyorum. Trenin geçişini sanki bir film izler gibi, son vagon geçinceye kadar izliyorum. Güzergahta çalışan trenlerin güvenli bir şekilde, içindeki yolcuların, personellerin emniyetli bir şekilde varacağı yere vardıklarını duyunca üzerimizden büyük bir yük kalkıyor gibi oluyor." diye konuştu.
TREN, AİLESİ, GEÇMİŞİ, ÇOCUKLUĞU VE GELECEĞİ GİBİ
Doğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Tren benim ailem, geçmişim, çocukluğum ve geleceğim. Tren benim hayatım. Çok isterdim çocuklarımdan birisi benim görevime devam etsin, dördüncü kuşak olarak demir yollarında bu ülkeye hizmet versin ama nasip değilmiş. Çocuklarım başka işlerde. Emekli olduktan sonra da herhangi benim yerime gelen arkadaşlar bilgilerimden ve tecrübelerimden yararlanmak isterseler emekli olsam da onlara yardım etmeye her zaman hazırım."