Uşak ve Kütahya ile bölgenin ortak yaşam kaynağı Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda Öz Akcura, kentin su kaynaklarının hızla tükendiğini ve ne kadar suyun kaldığına dair net bir çıkarımın olmadığını aktardı. Uşak’taki su kesintilerinin vatandaşı canından bezdirdiğini ve bunun sebebinin doğanın yok edilmesi olduğunu aktaran ve Uğur FM’de yayınlanan Hüseyin Özbek’le Şehir’de Hayat’a katılan Funda Öz Akcura, yapılan incelemelerde Uşak’ın su miktarının ve suyu en yoğun kullanan illerden biri olduğunun ortaya çıktığını belirtti.
İnternete girildiğinde ve suyu kimin ne kadar kullandığına bakıldığında, en sonunda referans olarak ilgili bir altın madeni şirketinin görüldüğünü kaydeden Akcura, şöyle söyledi: “Meğer Türkiye’de su havzalarının tahsisleri 20 yıllık planlamalarla yapılıyormuş ve tarım firmalarına, madencilik faaliyetlerine ve şehir halkına verilecek su miktarları paylaştırılıyormuş. Gediz ve Menderes havzalarında gelinen noktada köylünün yaptığı tarım karlı görülmediği için maden, enerji şirketleri ve tarıma dayalı sanayinin payları artırılmış. Comburt Ovası’nda üretim yapan köylüler ticari açıdan yeterli görülmemiş ve onların su tahsisleri azaltılmış”.
UŞAK’IN SUYU, HAVASI VE TOPRAĞI KİRLENİYOR
Maden işletmeleri ve çevreyi olumsuz etkileyen diğer unsurlar sebebiyle toprağın, suyun ve havanın düzenli biçimde kirlendiğini anlatan Funda Öz Akcura, sandıkta oy verilerek yetki tanınan seçilmişlerin bulunduğunu ancak bu kişilerin kendi aralarında sürekli çekişme yaşadığını söyledi. Su sıkıntısının bundan sonraki süreçte de süreceğini vurgulayan Akcura, bugün Murat Dağı’na bol miktarda kar ve yağmur düşmesi halinde bile bunun musluklara yansımasının en erken 40 yıl sonra olabileceğini ifade etti. Günümüzde yaklaşık 100 yıl önce depolanan yer altı sularının kullanıldığını belirten Akcura, Uşak’ın su konusunda kefen parasını tüketen bir vatandaş durumuna getirildiğini dile getirdi.
UŞAK’TA BELEDİYE BAŞKANI VE VEKİLLER KENDİ ARALARINDA KAVGA EDİYORLAR
Akcura, “Toprağın altı artık kuru, bu yıl buğdaya ve fasulyeye erişip erişemeyeceğimiz dahi belirsiz. Bizim 4 tane seçilmişimiz var ve onlarla haklarımızı korusunlar diye bir anlaşma yapıyoruz. Benim hakkımı savun ve benim adıma orada ol diyoruz. Sosyal medyaya baktığımda ise bizim değerli seçilmişlerimizin birbirleriyle atışmaktan ve laf yetiştirmekten başka bir işle meşgul olmadığını görüyorum. Bunlar yalnızca kendi aralarında kavga ediyorlar, oysa benim su sorunumu çözmekle yükümlüler” şeklinde konuştu.